skip to Main Content
stegmen@farkindalikevi.com

Neden bu kadar meşgulüm?

Etrafımdaki her şey çok hızlı hareket ettiğinde durup şunu sorarım.: “Meşgul olan dünya mı, yoksa benim zihnim mi?”

“Zihin” ile “dünya” yı genelde birbirinden bağımsız olarak düşünürüz. Biri zihnimizin nerede olduğunu sorduğu zaman çoğumuz bir ağacı ya da gökyüzünü değil, kafamızı işaret ederiz. Zihinlerimizin içinde olan ile dış dünyada yaşananlar arasında bariz bir sınır algılarız. Dışarıdaki uçsız bucaksız dünyayla karşılaştırıldığında bedenin içine sığdırılan bir zihin küçük, kırılgan ve bazen güçsüz hissedebilir.  Oysa Buda öğretisine göre zihin ve dünya arasındaki sınır aslında ince, geçirgen ve nihayetinde asılsızdır. Bu, dünyanın nesnel olarak neşeli ya da hüzünlü olduğu ve içimizde buna denk bir duygu ürettiği anlamına gelmez. Aksine duygular zihnin özel deneyimini dünyaya yansıtmasından doğar. Yaradılış gereği neşeli ya da hüzünlü olan dünya değiş, biziz.

Dünya, biz farkında olduğumuz için varlık kazanır. Farkında olmadığımız bir gerçekliğin içinde yaşayamayız. Dünyanın var olması bizim zihnimize bağlıdır; tıpkı zihinlerimizin, farkındalığımızın öznesi olarak dünyaya bağlı olması gibi. Başka bir deyişle dünyaya varlığını zihnimizin farkındalığının kazandırdığı söylenilebilir.Zihnimiz neye odaklanırsa dünyamız o olur. Bu açıdan bakıldığında zihin dışarıdaki dünya karşısında o kadar önemsiz görünmüyor değil mi?

Dünyada olan her şeyi bilemeyiz, bilmek de istemeyiz. Bilseydik aşırı bilgi yüklemesinden delirirdik. Dünyaya zihinlerimizin objektifinden baktığımız zaman aradığımız şeyi kolayca fark ederiz çünkü zihnimiz ona odaklanır. Zihin gözümüzden gördüğümüz dünyanın sınırlı olmasından yola çıkarak zihnimizi eğitebilirve nereye odaklanacağımızı akıllıca seçersek ruh halimize karşılık gelen dünyayı deneyimleyebiliriz.

Dünya ne kadar meşgul olduğundan hiç bir zaman yakınmamıştır. Neden bu kadar yoğun bir hayat sürdüğümüzü anlamak için kendi içimize baktığımızda aslında yoğun olmaktan bir yere kadar keyif aldığımızı görürüz. Gerçekten dinlenmek istersek bazı şeyleri geri çevirebiliriz.

Ünlü bir Budist deyişi derki; Buda’nın gözünden herkes bir Buda gibi, bir domuzun gözünden herkes domuz gibi görünür. Bu deyiş, dünyanın insanın ruh haline göre tecrübe edildiğini ima eder. Zihniniz neşeli ve sevecen olduğunda dünya da öyledir. Zihniniz olumsuz duygular ile doluolduğunda dünya da olumsuz görünür. Kendinizi allak bullak olmuş ve yoğun hissettiğinizde çaresiz olmadığınızı hatırlayın. Zihniniz durulunca dünya da durulur.

Dünyayı sadece kendi zihnimizin penceresinden tanırız. Zihnimiz gürültücü olduğunda dünya da öyledir. Zihnimiz huzurlu olduğunda dünya da huzurludur. Zihinlerimizi  tanımak, dünyayı değiştirmeye çalışmak kadar önemlidir.

Heamin Sunim’den alıntıdır.